5 Eylül 2012 Çarşamba

O An


Kısacık bir an… Size de hiç kısacık bir anda her şey anlamsız geldi mi? Ne kısa anı benim tüm hayatım böyle diyenlerden misiniz yoksa? Ya da hı hı evet bana da öyle gelir arada diyenler var mı? O kadar yoğun bir tempoda giden hayatım var ki düşünmek için ya da başka anlamsız işler için bile zamanım yok diyenler olabilir mi peki aranızda?
 Sahi, size de yaptıklarınız, yapmaya çalıştıklarınız saçma hatta anlamsız gelmiyor mu kimi zaman? Kısacık bir an ben ne yapıyorum yahu demiyor musunuz? Ben diyorum arada, hatta az önce, koridordan odaya doğru geçişteki iki adımlık mesafe arasında dedim.
Konuştuklarınız, saatlerce dil döküp anlattıklarınız, önem verdikleriniz -ki bunlar insanlar, konular, olaylar yani her şey...- küçük tartışmalar, büyük tartışmalar, inatla beklenen acaba ah o da beni sevse ne var sanki  dediğiniz “o kişi ”, bin bir emekle büyüttüğünüz çocuk, yıllarınızı verdiğiniz işiniz, yıllarınızı geçirmek için ter ter tepindiğiniz, daha başlamadan kan ter içinde kaldığınız iş mücadeleniz belki… Aldığınız eğitiminiz, gidemediğiniz o şehir, ille de Cuma günü yapılacak olan Pazar alışverişiniz, topladığınız kahvaltı masasının ardından içtiğiniz köpüklü kahveniz, kuaförde beklediğiniz sıra, marketteki kasiyer kızla her akşamüstü eşinizden gizli belki, ayaküstü ettiğiniz flört… Hepsi, her şey, tümü… ( Hepsi aynı anlama gelen kelimeler farkındayım ama hayat hep aynı anlamda mı peki herkes için? )  Her neyse işte hiç mi anlamsız gelmedi size de?
Ya da  ben çok mu anlamlı yaşıyordum da  bana aralık bile bırakmayan anlamın içinde boğuldum? Hiçbir şeyin anlamının olmadığını yeni kavradım belki de ufak çapta bir aydınlanma yaşıyorum.   Kim bilir!




Hiç yorum yok: